Bütün kutsal metinlerde yedi kattan bahsedilir.
Bunlar İslamiyet’te “nefis mertebeleri”, başka birçok öğretide “anlayış kapıları”, Uzakdoğu öğretilerinde de “çakralar” olarak karşımıza çıkar...
“Hakikat yedi perdenin ardında gizlemiştir.”
“Hakikat yedi perdenin ardında gizlemiştir.”
1. Kapı (Kırmızı): Etrafında gördüğün dünyevi zevklerdir.
2. Kapı (Turuncu): İkinin bir olması bedensel sınırların erimesidir.
3. Kapı (Sarı): Varoluşun diğer suretlerini tanımak ve selamlamaktır.
4. Kapı (Yeşil): Aşk olmaktır.
5. Kapı (Mavi): Aşkı ifade etmektir.
6. Kapı (Mor): Beş duyu ötesine tanıklık etmektir.
7. Kapı (Beyaz): Varoluşla bağlanmak “bir” olmaktır.
Bugüne kadar “cehennem” hep nasıl anlatılmıştı sana hatırlıyor musun?
Kor alevlerden oluşan acı dolu bir âlem...
Alevin rengi nedir?
Kırmızı...
Yani dünyevi bağlantıyı kuran ve birinci enerji merkezi olan kök çakranın rengi. Bu anlayış seviyesinde olan kişi dünyevi bir hapishanede yaşar. Kendini geliştirdikçe, aşk onu istila ettikçe yedi perdeyi sırayla aralamaya ve hakikati daha net görmeye başlar. Perdeler aralandıkça ruhun üzerindeki karanlık çekilmeye başlar.
“Cehennem yedi kat aşağıda, cennet yedi kat yukarıdadır.”
Peki cennet nasıl anlatılmıştı bugüne kadar sana?
Nur içinde, sonsuz mutluluğun olduğu âlem...
O halde birlikte düşünmeye devam edelim:
Işığın rengi neydi?
Beyaz...
Yani aydınlanmanın merkezi olan yedinci çakranın rengi. Bu anlayış seviyesinde olan kişi sonsuz olanla “bir” olmuştur. Son perde açıldığında hakikat kendini bütün ihtişamıyla gösterir. Tamamıyla ışıkla dolmuş, her canlıya, yaşamın her parçasına gereken hoşgörü ve sevgiyle bakmayı idrak etmiştir. Aydınlanmış üstat vahdet-i vücut halini hissetmeye başlamıştır.
2. Kapı (Turuncu): İkinin bir olması bedensel sınırların erimesidir.
3. Kapı (Sarı): Varoluşun diğer suretlerini tanımak ve selamlamaktır.
4. Kapı (Yeşil): Aşk olmaktır.
5. Kapı (Mavi): Aşkı ifade etmektir.
6. Kapı (Mor): Beş duyu ötesine tanıklık etmektir.
7. Kapı (Beyaz): Varoluşla bağlanmak “bir” olmaktır.
Bugüne kadar “cehennem” hep nasıl anlatılmıştı sana hatırlıyor musun?
Kor alevlerden oluşan acı dolu bir âlem...
Alevin rengi nedir?
Kırmızı...
Yani dünyevi bağlantıyı kuran ve birinci enerji merkezi olan kök çakranın rengi. Bu anlayış seviyesinde olan kişi dünyevi bir hapishanede yaşar. Kendini geliştirdikçe, aşk onu istila ettikçe yedi perdeyi sırayla aralamaya ve hakikati daha net görmeye başlar. Perdeler aralandıkça ruhun üzerindeki karanlık çekilmeye başlar.
“Cehennem yedi kat aşağıda, cennet yedi kat yukarıdadır.”
Peki cennet nasıl anlatılmıştı bugüne kadar sana?
Nur içinde, sonsuz mutluluğun olduğu âlem...
O halde birlikte düşünmeye devam edelim:
Işığın rengi neydi?
Beyaz...
Yani aydınlanmanın merkezi olan yedinci çakranın rengi. Bu anlayış seviyesinde olan kişi sonsuz olanla “bir” olmuştur. Son perde açıldığında hakikat kendini bütün ihtişamıyla gösterir. Tamamıyla ışıkla dolmuş, her canlıya, yaşamın her parçasına gereken hoşgörü ve sevgiyle bakmayı idrak etmiştir. Aydınlanmış üstat vahdet-i vücut halini hissetmeye başlamıştır.
Sana bir sır vereyim mi?
Cehennem ile cennet arasındaki mesafe,
bir insan kalbi kadardır.
Metin Hara YOL
Cehennem ile cennet arasındaki mesafe,
bir insan kalbi kadardır.
Metin Hara YOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder