Yeniden başlamak gerçekten zordur spora. Bu yüzden yapabileceğiniz en iyi şey;
"Ara vermemek"
Bir aylık aradan sonra haftada 4 günle koşu bantlarına geri döndüm. Bu sefer yumurta haşlamalar, spordan çıkınca tavuk çevirme almalar olmayacaktı, alışkanlıklarımı oturtmam gerekiyordu.
Vegan olduktan sonra önceden hiç yapmama rağmen kahvaltı en zorlandığım öğün oldu. Çünkü Türk kahvaltısı; sucuk, salam, sosis, yumurta, kaymak/tereyağı, bal, her çeşit peynirden ve zeytinden oluşuyor. Alışkanlıklar zor değişirler. Kahvaltıda meyve fikri ilk başta çok itici geldi kabul etmeliyim. Ama şimdi çilek, muz, elma, mandalina... Sabahları hangi meyveyi bulursam götürüyorum ve kesinlikle daha çabuk uyanıyorum. (İş arkadaşlarıma sorun size eskiden öğlene doğru nasıl uyandığımı anlatsınlar.)
Patatesli ya da ıspanaklı bir hamur işi veya yulaflı bir şeylerle meyveyi desteklersem ara öğüne ihtiyaç bile kalmıyor.
Altan'ın kahvaltıyı sevmesi ve düzenli bir adam olmasının faydasını görüyorum. Onunla birlikte ben de kahvaltıya başladım. Evdeki fazlalıkları salladım. Buzdolabımı temizledim, mutfak dolaplarımı elden geçirdim. Meyve, sebze, tahıllar, kuru yemişler ve mis gibi ekmeklerle dolular şimdi. Bir de fıstık ezmesi mevzu var ama onu ayrı bir yazıya bırakıyorum.
Spor yaptığım günler de artık çıkışta koştur koştur eve geldiğimde nohut pilav veya mercimek çorbasına saldırıyorum masum tavuklar yerine.
Spora gitmesem de kolları çalıştırmanın ve squata devam etmenin faydasını her geçen gün görüyorum.
Tanrı olsam kadınlara squatı emrederdim :)
Bir gün kolları, bir gün bacakları, bir gün karnı bir gün de sırtı ve omzu çalıştırarak başladık. Bakalım sikspek yapabilecek, onu geçtim yüzyıllardır gitmeyen göbeğe veda edebilecek miyiz?
Yıkılmadım ama ayakta da duramıyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder